Antifungal Duyarlılık Testleri

Fungal enfeksiyonların sıklığındaki artış, tedavide onaylanmış sınırlı sayıda antifungal ilaç seçeneği­nin yanı sıra yeni antifungal bileşiklerin de gündeme gelmesi, bunların nispeten dar etki spektrumu ve ciddi toksik yan etkileri, enfeksiyonlardan dirençli fungus türlerinin daha sık izole edilmesi gibi nedenler, in vitro antifungal duyarlılık testlerinin önemini giderek artırmaktadır. Bu testler, in vitro ortamda etken fungus ile antifungal ilacın karşılaştırıldığı sıvı dilüsyon ve agar disk difüzyon yöntem­lerini içermektedir. Sıvı dilüsyon testleri ile mikroorganizmaların üremesini inhibe eden en düşük ilaç konsantrasyonu olan “minimal inhibitör konsantrasyon (MİK)” değeri belirlenir. Elde edilen veriler hastaların tedavisinde oldukça yararlı sonuçlar sağlamanın yanı sıra, klinik öncesi çalışmalarda ilaçla­rın etki spektrumlarının belirlenmesinde, yeni ilaç ya da potansiyel antifungal bileşiklerin etkinliğinin araştırılmasında kullanılabilmektedir. İki farklı uluslararası kuruluş olan Klinik Laboratuvar Standartları Enstitüsü (CLSI) ve Avrupa Antimikrobiyal Duyarlılık Test Komitesi (EUCAST), antifungal duyarlılık testlerinde tekrarlanabilirlik ve güvenilirliğin arttırılması, çevresel faktörlerin etkisinin en aza indi­rilmesi ve laboratuvarlar arası karşılaştırılabilirliğin sağlanması için bu testleri standardize etmiş ve rutin uygulamaya yönelik kılavuzlar yayınlamıştır. Her iki dökümanın altında oluşturulan antifungal alt komiteleri, hem maya hem de küflerin duyarlılık testlerine yönelik esasları tanımlamaktadır. Standar­dize yöntemlerden “sıvı dilüsyon testleri” antifungal duyarlılığın belirlenmesinde referans yöntemler olarak kabul edilmiştir. Ayrıca tam otomatize sistemler, yarı otomatize duyarlılık testleri ve gradyan difüzyon testleri gibi ticari olarak geliştirilmiş testler de yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu bölümde, in vitro antifungal duyarlılık testlerinin önemi, gerekliliği ve bu yöntemlerin uygulamaları detaylı ola­rak açıklanacaktır.